(Blog Kazançlarınızın 5 Azılı Katili yazı dizisinin bir önceki yazısında “Rotasız Kaptan”ı konuşmuştuk. Henüz okumamışsanız, buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.)
Şimdi gelelim bugünkü yazımıza…
İyi bir blog denince, muhtemelen aklınıza içerik olarak çok zengin bir site geliyordur.
Belki de siz de “eğer bir blogum varsa ve hergün yeni içerikler ekliyorsam, doğru yoldayım” diye düşünenlerdensiniz.
Sonuçta ne kadar fazla içerik o kadar iyi, değil mi?
Eğer başarılı ve kazandıran bir blog’a sahip olmanın sırrının, blogunuza sürekli şekilde içerik eklemek olduğunu düşünüyorsanız… tekrar düşünün!
Çünkü, eğer böyle düşünüyorsanız, online iş dünyasının en yanlış algılanan hatalarından birinin kurbanı oluyorsunuz demektir.
KATİL #2: “İçerik Saplantılı Hayalet Şehir”
SUÇ: Kazanç Elde Etmenin Sürekli Olarak Blogunuza İçerik Eklemekten Geçtiğini Düşünmek
Tabii ki zengin içerikli bir blogun avantajları tartışılmaz, ama sadece zengin içerikli bir blog online işinizi hiçbir yere götürmeyecektir. En azından kazanç olarak götürmeyecektir.
Bir düşünün…
Diyelim ki yeni başlıyorsunuz. Henüz bir takımınız yok, o yüzden online işinizi tek başınıza yönetmek durumundasınız. Doğru bir karar vererek bir de blog kurdunuz. Doğal olarak zamanınız da kısıtlı.
Bu şartlar altında, devamlı şekilde blogunuza içerik eklemeye çalışırsanız sonuç ne olur?
Tüm zamanınızı içerik hazırlamaya harcamış olursunuz. Yarış atı gibi her gün içerik hazırlama peşinde koşarsınız… tabii eğer eklediğiniz blog içerikleri, oradan buradan araklama, kopyala-yapıştır içerikler değilse. Zaten eğer öyleyse, en kısa zamanda blogunuzla helalleşin, çünkü ömrü çok uzun olmayacaktır.
Herkes gibi olursanız, herkes kadar başarırsınız. Etrafınıza dönüp bir bakın, bunun çok da iç açıcı bir manzara olmadığını siz de farkedeceksiniz.
Eğer bir blogunuz varsa, özgün, etkili ve kaliteli içerik yaratmaya özen gösterin.
Başka türlü, ne kendinize ait online markanızı yaratabilirsiniz, ne online başarınız için çok önemli olan takipçilerinizle aranızdaki güçlü bağı kurabilirsiniz, ne de onlara doğru dürüst yardım edip değer katabilirsiniz.
Bunları yapamadığınız zaman da online işinizin kazanç hanesinde çok iç açıcı rakamlar yazmayacaktır.
Peki, kaliteli, etkili ve özgün içerik hazırlamanın önemini biliyoruz. Ama, bir yandan da zamanımız kısıtlı. Nasıl olacak?
Odaklanmanız gereken sık sık içerik hazırlamak değil, etkili ve kaliteli içerikler hazırlamak olmalıdır.
Neden?
Çünkü, içerik oluşturmak, blogunuz üzerine kurulu online iş modelinizin sadece bir parçasıdır!
Temel amacınız; oluşturduğunuz içeriklere trafik çekmek ve bu trafiği kazanca dönüştürmek olmalıdır.
Her gün blog yazısı yazmaktansa, haftada, hatta 15 günde bir blog yazısı yazın. Geriye kalan zamanınızı da bu hazırladığınız blog yazısına trafik çekmek ve gelen trafiği kazanca dönüştürmek üzerine planlayın.
İyi kazandıran bir online iş’in 3 temel oyuncusu vardır:
Ürün, trafik, dönüşüm.
Bunlardan biri dahi olmazsa, online işinizin başarılı olması ve iyi kazandırması imkansızdır.
Blog yazarlığı dünyasında çok farklı algılanan ve maalesef blog kazançlarınızın katili olan en kötü hatalardan biri de budur…
İçerik demek kazanç demek değildir!
Tüm zamanınızı içerik hazırlamaya(özgün, kaliteli ve etkili bile olsa) harcarsanız, kimsenin görmediği, haberi bile olmadığı bir hazineye sahip olmuş olursunuz. Hayalet şehir gibi bir blogunuz olur. İçerikleriniz kendi başına takılır, blog kazançlarınız içerik saplantılı “katilin” kurbanlarından biri olur.
“Ben sağdan soldan içerikleri bloguma doldurayım, hatta SEO da yaparım, blogum ziyaretçi ile dolup taşar, banka hesabıma para akar” diye düşünenlerden olmayın. Bu size rastgele bazı kazançlar getirebilir, ama sizin için sürekliliği olan bir iş modeli ve kazanç sistemi olmayacaktır. Olması imkansızdır.
Peki ne yapmalısınız?
Biraz önce de söylediğim gibi;
Her gün blog yazısı yazmaktansa, haftada, hatta 15 günde bir blog yazısı yazın. Geriye kalan zamanınızı da bu hazırladığınız blog yazısına trafik çekmek ve gelen trafiği kazanca dönüştürmek üzerine planlayın.
Trafik çekmek için ne yapabilirsiniz?
Gelin birkaç trafik kanalına kısaca değinelim…
- Hazırladığınız içeriklerde SEO konusuna dikkat etmeye çalışın. SEO takıntılı olmayın, ama bazı temel ayrıntıları da gözden kaçırmayın. Özellikle online iş dünyasının yeni yeni ivme kazandığı ülkelerimizde, arama motorlarından gelecek ziyaretçiler, blogunuza iyi bir trafik akışı sağlayabilir. SEO konusuna bir başka blog yazısında daha detaylı değiniriz.
- Sosyal medyayı etkili kullanın. Facebook, Twitter, YouTube, Linkedin, Pinterest ve benzer platformlar üzerinden, blogunuz için hazırladığınız içeriklerinize trafik çekmeye çalışın. Ayrıca, mutlaka blogunuza sosyal medyayı entegre edin. Ziyaretçileriniz, blognuzdaki içeriklerinizi bir tıkla beğenip paylaşabilsin. Bu, içeriklerinize viral(yayılabilirlik) özellik katar ve bunu yaparak hazırladığınız kaliteli içeriklerinizin hızlı bir şekilde yayılmasını sağlayabilirsiniz.
- Hedef kitlenizin etkin olarak bulunduğu, çözüm aradığı ve fikir paylaşımı yaptığı bloglar, online forumlar ve gruplara katılım sağlayın. Her tür iş modeline uygun olmasa da bu tür online platoformlardan da blog içeriklerinize trafik sağlayabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken, “sitesinin reklamını yapmaya çalışan sinsi bir para avcısı” imajı çizmemek. Her zaman söylediğim gibi; öncelikli amacınız, her yerde olduğu gibi o platformlarda da orada bulunan kişilere yardım etmek ve değer katmak olmalı. İnsanlar bilginizin değerini farkedip zaten daha fazlası için blogunuzda paylaştığınız daha detaylı içerikleri görmek isteyecektir.
Blog içeriklerinize trafik sağlayabileceğiniz birkaç trafik kanalına çok kısaca değindik. İsterseniz gelin şimdi de işin dönüşüm kısmını birkaç küçük örnek ve tavsiye ile konuşalım.
Gelen trafiği kazanca dönüştürmek için ne yapabilirsiniz?
- Hazırladığınız her blog içeriğinin içerisinde dönüşüme yönelik bir hedef olmalı. Her içerik kendi içerisinde, blog ziyaretçilerinizi ya ürün ve hizmetlerinize ya da email listesi oluşturmanız için optin formlarınıza/sayfalarınıza yönlendirmeli.
- Etkili ve ikna edici yazmayı öğrenin. Bu, online iş dünyasında “Copywriting” diye geçer. İçerik hazırlarken hem öğretip eğitmeli, hem de motive edebilmelisiniz. Bir uzman veya internet girişimcisi olarak, sunduğunuz içeriğin ve paylaştığınız bilginin değerini blog ziyaretçilerinize etkili bir şekilde aktarabilmeniz çok kritiktir. Yukarıda konuştuğumuz gibi, her blog içeriğinizin dönüşüme yönelik bir amacı olsun ve içeriklerinizi bu amacınızı destekleyip dönüşümü artıracak şekilde hazırlamaya dikkat edin.
Özetleyecek olursak;
Kaliteli içerikler hazırlayıp bunları belirli periyotlarda blogunuzda paylaşmanın yanında, bu paylaşımlarınıza odaklı trafik çekmeye ve gelen bu trafiği kazanca dönüştürmeye odaklanmak blogunuzun başarısı için çok önemlidir.
Bu büyük fotoğrafın farkında olmak ve buna göre hareket etmek sizi hedeflediğiniz sonuçlara çok daha rahat ulaştırır.
Aksi takdirde, belki de kaliteli içeriklerin bulunduğu, ama hiçkimsenin ziyaret etmediği, kazançları “yok denecek kadar az” olan bir bloga sahip olmuş olursunuz. Bu hataya düşmemeye dikkat edin.
Umarım, “Blog Kazançlarınızın 5 Azılı Katili” yazı dizisinin 2. bölümünü de faydalı bulmuşsunuzdur.
Sayfadaki sosyal medya butonlarına tıklayarak yazıyı beğenebilir, bu hatayı yapıyor olabilecek arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Bu yazı dizisinin bir sonraki bölümünde, blog kazançlarınızın bir başka azılı katili “İlk Görüşte Evlilik Teklifi”nde görüşmek üzere…
Kulağa çok kötü gelmeyebilir…
…ama bu hataya düşmemeniz gerektiğinden mutlaka emin olmalısınız. Blog kazançlarınızın belki de en azılı “katillerinden” biri olan “İlk Görüşte Evlilik Teklifi”ni de bir sonraki yazıda konuşacağız…
Erün Albayrak
Not: “İçerik Saplantılı Hayalet Şehir” yazısını faydalı bulmuşsanız; beğenin, paylaşın ve tabii ki alt tarafa konu ile ilgili yorum ve düşüncelerinizi yazın.
“Blog Kazançlarınızın 5 Azılı Katili” yazı dizisi:
Bölüm-1: #1 Rotasız Kaptan (okumak için tıklayın)
Bölüm-2: #2 İçerik Saplantılı Hayalet Şehir (okumak için tıklayın)
Bölüm-3: #3 Tek Seferlik İlişki (okumak için tıklayın)
Bölüm-4: #4 “Ne Gelirse Kardır” Anlayışı (okumak için tıklayın)