Para’nın dili olsa da konuşsa ne derdi, kendini nasıl tarif ederdi sizce?
İşte huzurlarınızda para ve kendini tarifi…
Birçok insan beni bildiğini düşünür.
Ama bilmez!
Ben, birçok kişinin düşündüğü gibi değilim aslında.
Ben cüzdanınızdaki kağıt parçaları veya cebinizde şakırdayan metal parçaları değilim. Birgün kullanılmak umuduyla banka hesabınızda sessizce bekleyen de ben değilim.
Beni göremezsiniz, hissedemezsiniz, hatta bana sandığınız gibi dokunamazsınız bile.
[dropcap color=”” boxed=”no” boxed_radius=”8px” class=”” id=””]B[/dropcap]en bir fikirim, bir enerjiyim.
Ne meleğim ne de şeytan. Kim olduğuma, ne olduğuma siz karar verirsiniz.
Ben, hayatınızda sizin bana biçtiğiniz rolü oynarım.
Ne kadar zeki olduğunuz, nerede yaşadığınız, ne iş yaptığınız veya nereli olduğunuz çok da umursadığım konular değildir.
Umurumda olan tek şey enerjinizdir. Çünkü, bana yaydığınız enerji, düşüncelerinizi, düşünceleriniz de benimle olan ilişkinizi belirler.
[dropcap color=”” boxed=”no” boxed_radius=”8px” class=”” id=””]A[/dropcap]slında çok basit ihtiyaçlarım ve gayet kolay kurallarım vardır.
Öncelikle, sandığınızın aksine ben sonsuzum. Limitim veya sınırım yoktur…tabii bu sınırı siz kendi kafanızda bir engel olarak yaratmamışsanız!
Hayatta enerjinin sınırı yoktur ve ben de bir enerji olduğuma göre hiçbir şekilde kısıtlanamam, kontrol edilemem.
Bolluk ve bereket isterim.
Büyük düşünüp düşüncelerinde kendilerine engeller yaratmayan insanlara karşı hep bir çekim gücü hissederim.
Eğer benden herkese yetecek kadar fazla olduğunu düşünürseniz, bu düşünce beni bir mıknatıs gibi kendisine çeker.
Kıtlık, az bulunuruk benim işim değildir, hiç sevmem. Dedim ya sınırım yok.
Kazan/kaybet ve az bulunurluk bakış açısıyla bana yaklaşandan hep kaçmışımdır.
Az bulunduğumu ve zor elde edildiğimi düşünenler genelde bana uzak olur, çünkü küçük ve sınırlayıcı düşüncelere sahip olanlardan hep uzak durmaya çalışmışımdır.
[dropcap color=”” boxed=”no” boxed_radius=”8px” class=”” id=””]”D[/dropcap]eğer katma” kavramını çok severim.
Beni yeryüzünde en çok kendine çeken “değer yaratmaktır”.
Değer yaratılan yöne doğru kayarım, çünkü yaratıcılık enerji gerektirir.
Eğer beni hayatınıza çekmek istiyorsanız, başkaları için değer yaratmaya odaklanın. Bunu yaparsanız çok kısa bir süre sonra yanıbaşınızda belireceğimi göreceksiniz.
Rahatlık ve kayıtsızlıktan uzak dururum.
Beni elde etmeyi ilk anda kimse haketmez, ben en çok saygı duyulduğum ve değerin en çok yaratıldığı tarafa doğru kayarım.
Bunun “adil” olup olmamakla bir alakası yoktur. Enerji değiştiği anda oralardan kaybolurum.
Hayatta tek bir görevim vardır, o da size hizmet etmek.
Bu tamamen başkaları için yarattığınız enerji ve değerle ilgilidir.
[dropcap color=”” boxed=”no” boxed_radius=”8px” class=”” id=””]A[/dropcap]macım bana çekici gelen ve büyüyebileceğim tarafa doğru hareket etmektir.
Hedeflerimden biri kendimi tekrarlamaktır. Çünkü, yaratılabilecek enerjinin sınırı yoktur.
Amacım yeryüzüne daha fazla enerji getirmek ve daha fazla değer yaratılması için çoğalıp büyümektir.
Ben bir evrim enerjisiyim.
Size verdiğim mesaj yeterince açık sanırım.
Diğer insanlar için değer yaratanlar beni hayatlarında hep yanlarında bulacaklar.
Ben, beni ne olarak kabul etmek ve ne olduğuma inanmak isterseniz oyum.
Yani, benim hakkımda neye inandığınız sizi berbat da hissettirebilir, sizin için mucizeler de yaratabilir.
Ben pozitif veya negatif değilim. Ben aslında inandığınız ve karar verdiğiniz şeyim.
Eğer herhangi bir sebepten dolayı benden korkarsanız, sizi ve yaşamınızı anında yerle bir edebilirim.
Diğer yandan, eğer beni iyi tanırsanız, hayatınızı renkli, hayallerinizi gerçek yapma potansiyeline sahibim. Size “mecburiyetlerden” uzak özgür bir hayat sunabilirim.
[dropcap color=”” boxed=”no” boxed_radius=”8px” class=”” id=””]S[/dropcap]izin ustanız da olabilirim hizmetkarınız da.
Ya beni iyi tanıyıp nasıl çalıştırabileceğinizi anlarsınız ya da hayat boyu benim için çalışmak zorunda kalırsınız.
Ben aslında, siz beni ne olarak algılarsanız, beni hangi gözle görürseniz oyum.
İşin özü; aramızdaki ilişkinin ne olacağı tamamen sizin çizdiğiniz resme bağlı olacak.
Sizce birbirimizi daha iyi tanımanın zamanı artık gelmedi mi?
[separator style_type=”shadow” top_margin=”40″ bottom_margin=”40″ sep_color=”” icon=”” width=”” class=”” id=””]
Bu yazıyı 3-4 yıl önce, yakaladığı finansal başarıya çok saygı duyduğum bir mentor’umla yaptığımız kısa bir sohbetten sonra kağıda dökmüştüm. Notlarımı karıştırırken buldum. Kaderinde bugün burada sizinle paylaşılmak varmış:)
Paranın hayatta bir amaç değil sadece bir araç olduğuna inanan biri olarak, aslında hepimizin hayatında çok önemli bir rol oynadığına inanıyorum.
Para önemsiz diyoruz, sonra hayatımızın yarısından fazlasını para için deli gibi çalışarak geçiriyoruz.
Para önemsiz diyoruz, sonra parasızlık yüzünden sağlıkların bozulduğunu, ailelerin yıkıldığını, hatta hayatların karardığını görüyoruz.
Para önemsiz diyoruz, keyif alarak doya doya bir hayat yaşayamamamızın tek sorumlusunu “yetersiz para” olarak gösteriyoruz.
Kısacası, paranın hep engel olduğu “para engelli” bir hayat yaşıyoruz.
O yüzden, insanın kendisini “paranın nasıl çalıştığı” konusunda eğitmesinin çok önemli bir kişisel gelişim alanı olduğunu düşünüyorum. Bu arada, eğitim sistemimizin(bildiğim kadarıyla) “paraya bakış açısı” ile ilgili hiçbir derse yer vermemesi de hiç akıl sır erdiremediğim ayrı bir trajikomik olay.
Evet, paranın ağzından biz ve bilmemizi istedikleri. Ben bu şekilde özetlemeye çalıştım ama eminim sizin de ekleyecekleriniz olacaktır. Eğer varsa, hemen alttaki yorum alanı sizi bekliyor:)
Ayrıca, yazıyı faydalı bulmuşsanız, sayfadaki sosyal medya butonlarına tıklayarak yazıyı beğenin ve değer verdiğiniz arkadaşlarınızla paylaşın.
Umarım sizi biraz olsun düşündürmeyi başarmıştır.