Biraz garip gelebilir ama soracağım…
Yazar, eğitmen, koç, danışman veya benzeri bir uzman veya bilgi satışı yapan bir internet girişimcisisiniz…
İşinizi ve kazançlarınızı sabote etmek istiyorsunuz.
“Öyle birşey yapayım ki işimin sonu olsun, kazançlarım yerle bir olsun” diyorsunuz.
Bu garip hedefe ulaşmak için ne yapardınız?
Biraz düşünün…
Cevabı kolay aslında (çevrenizde her gün yapılıyor).
Size bunu yapabilmeniz için öyle bir teknik söyleyeceğim ki… %100 işe yarayacak.
İşe yaramazsa… gelin hatamı yüzüme vurun. Sizden özür dileyeceğim. Artı, ceza olarak da sizi Boğazdaki en kazık restorantta balık yemeye götüreceğim. Pahalı balık yeyince adam olunduğunu sananlar gibi Facebook’dan konum da paylaşırız. Havamız olur. Selfie çekmek yok ama.
Neyse, biz işiniz ve kazançlarınızı sabote etmeye odaklanalım… hazır mısınız?
İşin sırrını söylüyorum…
Diğerleri gibi olun!
Evet, ciddiyim. İşinizi ve kazançlarınızı sabote etmek istiyorsanız, rakipleriniz gibi olun!
Hatta mümkünse “copy-paste” tarzı olsun.
Onların yaptığını yapın.
“Ne iş yapıyorsunuz?” sorusuna benzer cevaplar verin.
Onlar gibi yazın. Onlar gibi konuşun. Onlar gibi davranın. Herşeyi onlar gibi yapın.
Kendinizi ve yaptığınız işi onlar gibi tanımlayın.
Kartvizitleriniz bile ayni olsun. Sadece renklerde hafif oynayın ki “kopya çekmiş” demesinler.
Mümkünse websiteleriniz de çok benzer olsun.
Sosyal medya paylaşımlarına bakın, ne yapıyorlarsa aynisini yapın…
Bu “imha planını” uygularsanız, kısa sürede işinizi ve kazançlarınızı sabote edeceğinizi garanti edebilirim.
AMA…
Biliyorum, istediğiniz bu değil. Onlar gibi olmak istemiyorsunuz aslında. Aksine kendinizi onlardan farklı kılmak istiyorsunuz.
Hatta, (aramızda kalsın) biraz da önlerine geçip onları kıskandırmak.
Çünkü biliyorsunuz ki başarı “farklı olmaktan” geçer.
Kendinizi rakiplerinizden farklı kılmazsanız…
- Danışan ve müşterilerinizi kendinize çekemezsiniz (peşlerinden koşmak zorunda kalırsınız).
- “Neden sizinle çalışayım?” sorusunu en iyi ihtimalle diğerleri gibi sıradan cevaplarsınız.
- Hiçbir zaman konusunda akla ilk gelen tanınmış uzman otoritelerden biri olamazsınız.
- Bilinirliğinizi artıramazsınız.
- İdeal müşterilerinizi kendisine bir mıknatısı gibi çekecek etkili bir kişisel marka yaratamazsınız.
…ve doğal olarak da az iş, az müşteri, az kazanç ve bunlar yanında hem maddi hem manevi yönden az tatmin eden sıradan bir işiniz olur.
Ama üzülmeyin, zaten bu işin ömrü muhtemelen çok uzun olmayacaktır.
Diğer yandan kendinizi rakiplerinizden farklı kılmayı başarırsanız;
- Ne olduğunu anlamadan müşteri ve danışanlarınız artar. Hatta siz onları değil, onlar sizi bulmaya başlar.
- Konunuzda akla ilk gelen uzmanlardan biri olursunuz (birazdan bunu nasıl yapabileceğinizi konuşacağız)
- Doğru müşteri ve danışanlarla çalışma fırsatı bulacağınızdan, hem sizi hem onları mutlu ve tatmin edecek başarılı sonuçlar alırsınız.
Peki gelelim can alıcı sorumuza…
*** KENDİNİZİ RAKİPLERİNİZDEN NASIL FARKLI KILARSINIZ? ***
Kendinizi rakiplerinizden nasıl farklı kılarsınız?
Bunu yapabileceğiniz birçok yol var, ama gelin en önemlilerinden 3 tanesini konuşalım…
1) Kendinize Niş Konu Belirleyin
Farklı ve rakipsiz olmak sanıldığı kadar zor birşey değildir aslında. Herşey biraz da uzman olarak kendinizi(ve işinizi) nasıl konumlandırdığınıza bağlıdır.
İşinizi yeni kuruyor veya uzun bir süredir bu işi yapıyor olun farketmez; benzer konuda iş yapan herkesten farklı olabilirsiniz. Kendinizi rakiplerinizden çok farklı konumlandırabilirsiniz.
Peki ama yenisiniz ve tabiri caizse pazarınızda birçok “kurt” var…
O zaman ne yapacaksınız?
Yapmanız gereken şu…
Kendinize, ayni pazar içerisinde farklı bir niş pazar yaratın. Bir başka deyişle kendi kategorinizi oluşturun.
Bunu yaptığınız anda ne olacak?
O “kategorinin” akla gelen ilk ismi olacaksınız, değil mi?
Peki, sizi konunuzda özel kılacak bu kategoriyi nasıl oluşturacaksınız?
Ya konunuzu, ya hedef kitlenizi ya da her ikisini de “daraltın”.
Gelin isterseniz bir örnek üzerinden konuşalım…
Örnek:
Fitness eğitmenisiniz. İnsanlara fit bir vücuda sahip olmaları konusunda yardım ediyorsunuz. Ama işinizde “ufak” bir sıkıntı var…
Etrafta, sayıları her geçen gün artan birçok fitness hocası var. Siz de bunlardan sadece birisiniz.
Sizce, müşteri kazanma şansınız nedir?
Bu konuda en tanınmış 4-5 fitness hocasından biri değilseniz, şansınız sadece diğerleri kadardır!
Peki, kısa sürede, nasıl konunuzda ve pazarınızda akla ilk gelen 4-5 kişiden biri (hatta o konudaki tek isim) olabilirsiniz?
Ayni konu altında(bu örnekte fitness) kendinize yeni bir konu ve kategori yaratarak!
Örneğin, konunuz fitness gibi genel bir alan değil, “karın kası” olsun… ve herkesle değil, sadece karın kası yapmak isteyen 20-40 yaş arası erkeklerle çalışın. Bir yerde odak ve uzmanlık alanınız o olsun.
Bunu yaptığınız anda, artık bu konu altında(20-40 yaş erkeklerde karın kası yapmak) tek uzmansınız. Çünkü, kendi kategorinizi yarattınız ve doğal olarak bu kategorinin akla gelen ilk ve tek uzmanısınız.
(Bu arada bunu sadece örnek olsun diye veriyorum, fitness konusunda uzman olmadığım için “teknik olarak” hatalı birşey söylüyor olabilirim. Siz olayın sadece stratejik ve yaklaşım yönüne odaklanın. O da nedir? Konunuzu daraltmak!)
Ayni şeyi başka alanlarda da yapabilirsiniz… iş, pazarlama, finans, aşk, ilişkiler, sağlık, fitness, spor, moda, güzellik, kişisel gelişim… hiç farketmez!
Pazarlama uzmanı değil, internet pazarlama uzmanı olun.. hatta sosyal medya pazarlama uzmanı.. hatta ve hatta Facebook pazarlama uzmanı.. daha da ileriye gidiyorum “Facebook Ads” uzmanı.
İlişki koçu gibi genel bir koç değil, flört koçu gibi spesifik bir koç olun… hatta niş pazarınızı daha da daraltıp 30 yaş üzeri bekar iş kadınlarına özel flört koçu olun..
Köpek eğitmeni değil, Alman Kurt köpeği eğitmeni olun.
Bu tür “branşlaşmalar” artık her meslekte var. Doktorluk, avukatlık, mühendislik, artık hepsi kendi içerisinde gittikçe “daraltılmış” ve branşlaşmış durumda.
“Peki ama bunu yaparak MÜŞTERİ KAYBETMİYOR MUYUM?”
Biliyorum… birlikte çalıştığım birçok yazar, eğitmen, koç, danışman ve internet girişimcisi gibi siz de muhtemelen şu soruyu soracaksınız…
“Peki ama bunu yaparsam müşteri kaybetmez miyim?”
Lider ve tek olduğunuz yeterince büyük bir pazar, içerisinde kaybolup gittiğiniz tıka basa dolu (herkesin ayni mesajı vermeye çalıştığı) devasa bir pazardan her zaman daha iyidir.
Bu uzman konumlandırma stratejisini uzun zamandır kullanıyorum. Hem kendi işimde hem de danışanlarımın işlerinde bunu defalarca tekrarladık.
Her uyguladığımızda hem danışan/müşteri sayısının hem de elde edilen kazançların arttığını gördük.
Nasıl olur?
Kafanızda daha rahat canlanması için şöyle düşünün…
Karın kası yapmak isteyen 25-30 yaşlarında bir erkek olsanız hangisini seçerdiniz?
— “Fitness hocası” mı yoksa “Genç erkeklerin karın kası hocası” mı?
Fastfood Restarant sahibi bir işletmeci olsanız hangisini seçerdiniz?
— “Pazarlama danışmanı” mı yoksa “Fastfood Restorant Pazarlaması Danışmanı” mı?
Kısacası; konunuzu ve hedef kitlenizi daraltıp o konuya odaklanmaya, o konuda uzmanlaşmaya ve o pazarı hedeflemeye çalışın.
Bunu yaptığınız anda belki potansiyel müşterileriniz azalır, ama müşterileriniz artar!
Neden?
Çünkü, sizin kim olduğunuz, ne iş yaptığınız ve pazarlama mesajınızla karşılaşan her “ideal müşteriniz” anında şunlardan birini söyler…
“İşte aradığım çözüm”, “tam bana göre”, “sanki beni anlatıyor”, “bu tam benlik”, “işte bu!”, “sonunda buldum”…
Konunuzu ve niş pazarınızı daraltarak oluşturduğunuz spesifik bir kategoride başkasının size rakip olma şansı var mıdır?
O konu özelinde tek (veya önde gelen birkaç kişiden biri) olduğunuz için tabii ki böyle bir şansları olmayacaktır.
İşlem tamam!…
2) Değerli İçerikler Yaratıp Hedef Kitlenize Dokunun
Kendinizi rakiplerinizden farklı kılmanın bir başka yolu da şudur…
Hedef kitlenize hitap eden değerli içerikler hazırlayıp onlarla paylaşın.
Eskiden bunu bir uzman olarak yapma şansımız çok yoktu…
Bunu, yazdığınız kitaplar, gazete/dergi makaleleri veya televizyon programlarında yapabiliyordunuz.
İşine yeni başlayan uzman ve girişimciler için o tür medya organlarına ulaşmak da çok olası bir durum değildi.
Ama artık oyunun kuralları değişti…
Çünkü artık internet ve dijital medya var!
Dijital içerikler hazırlayıp bunları internet üzerinden hedef kitlenizle buluşturmanız hiç de zor değil.
Hem maliyetsiz, hem kolay, hem de çok etkili.
Bu içerik paylaşımlarınızla, internetin ulaştığı her yerde hedef kitlenize dokunabilirsiniz. Onlara hedefleri doğrultusunda yardım edebilirsiniz.
Zamanla bu içerikler sizi konunuzda bir uzman olarak konumlandırmaya başlayacaktır. Daha da önemlisi, hedef kitleniz aradıkları çözümün sizde olduğunu lafla değil, icraatla görecektir!
Neden?
Çünkü, onlara yardım edebildiğinizi yaşayarak görmüş oluyorlar.
Potansiyel bir müşterinize veya danışanınıza yardım edebileceğinizi göstermenin 3 yolu vardır:
1) Ona kendinizden bahsedip “ben size yardım edebilirim” diyeceksiniz – Bol şanslar…çünkü şansa bayağı bir ihtiyacınız olacak.
2) Başkaları sizden bahsedip onlara “X bu konuda sana yardım edebilir” diyecek – Eh işte en azından 1’den daha iyi.
3) Onlara yardım edebileceğinizi (dikkat edin akıl almaz bir konsept söylüyorum) onlara gerçekten yardım ederek göstereceksiniz – Evet biliyorum, çok komplike. Aslında başarı basit ve temel kavramlarda gizlidir. Bunu yaptığınız anda satmaya çalışmadan satacak, pazarlama yaparken teşekkür alacak bir iş&pazarlama modeline sahip olacaksınız.
Bırakın sıradan uzmanlar “ben bilgimi paylaşmam, satarım” diyerek modası geçmiş kısır düşünce yapısında kaybolsunlar.
Belli ki hep söylediğim çağımızın en büyük gerçeklerinden birinin farkında bile değiller… Bilgi satmaz, sonuç satar!
Sizi onlardan farklı kılacak da bu anlayışınız olacaktır.
Yapmanız gereken çok basit…
Hedef kitlenizin değerli bulacağı içerikler paylaşın.
Nasıl yapabilirsiniz?
Hedef kitlenizi ve potansiyel müşterilerinizi düşünün…
Sıkıntıları, engelleri, zorlukları, soruları, istekleri, hedefleri nelerdir?
Hedef kitlenizi iyi tanıyıp bu soruların cevaplarını veridğiniz zaman, onlar için hazırlayabileceğiniz sınırsız içerik opsiyonunuz olacağından eminim.
Peki bu içerikler ne ve nasıl olabilir?
İçerikleriniz, metin, ses, görsel veya video şekilinde olabilir.
…yeter ki hedef kitlenize faydası olsun, sıkıntılarına çözüm olsun, onları hedeflerine bir adım daha yaklaştırsın.
Hazırladığınız tek bir içerik, blog’unuzda, sosyal medya kanallarında, internet forumlarında, online gruplarda ve hedef kitlenizin bulunabileceği her ortamda paylaşılabilir.
Bu da hem bilinirliğinizi artırır, hem sizi konunuzda bir uzman olarak konumlandırır, hem de online iş&pazarlama tünelinize(umarım vardır) yeni potansiyel müşteriler kazandırır.
Ama şimdilik bunu düşünmeyin. Basit düşünün…ve bir an önce düzenli olarak içerikler hazırlayıp bunları özellikle de internet üzerinden hedef kitlenizle paylaşın.
Uzun veya detaylı içerikler olmasına gerek yok. Yeter ki hedef kitlenize faydalı olsun. Onları hedeflerine ufak da olsa bir adım daha yaklaştırsın.
Bunu bir an önce yapmaya başlayın. Ücretli, ücretsiz, blog yazısı, ses, video, sosyal medya iletisi, farketmez… yeter ki biryerlerden başlayın.
Unutmayın, konunuzun uzmanı olarak insanlara sıkıntılarından kurtulmaları ve hedeflerine ulaşmaları için yardım edecekseniz. İçerik hazırlamak da bugün olduğu gibi yarın da işinizin en önemli yapı taşlarından biri olacak.
Ne kadar erken başlarsanız, rakiplerinizden o kadar önde ve onlardan o kadar farklı olursunuz.
3) Kendiniz Olun
Size bir itirafım var…
Şimdiye kadar birlikte çalıştığım binlerce uzman ve girişimcinin çok büyük bir bölümü “farklı olmanın” çok zor olduğunu düşünür.
Hatta ilk başlarda bunun çözümünü “imkansız” diye adlandıranların sayısı hiç de az değil.
Halbuki bunun çözümü o kadar basit ve kolaydır ki…
Bilmem farkında mısınız ama sizi sadece rakiplerinizden değil, dünyadaki bütün insanlardan ayıran, farklı kılan çok önemli ve çok özel bir özelliğiniz var…
Siz olmak!
Tek başına bu bile (kendiniz olmanız) sizi herkesten farklı kılacaktır. Çünkü, dünyada sizden başka “siz” yok!
Bu avantajınızı kullanın.
Elinizde rakiplerinizin hiç elde edemeyeceği böyle bir özellik varken neden onlar gibi olmaya çalışasınız?
İşinize kişiliğinizi yansıtın.
Hayat hikayenizin hedef kitlenize dokunan tarafını onlarla paylaşmaktan çekinmeyin.
Yaptığınız işe olan tutkunuzu ve işinizi yapmanın altındaki derin nedeni görmelerine, bilmelerine izin verin.
Kişiliğinizi işinize kattığınız anda, artık işiniz asla “diğerleri” gibi olmayacaktır.
İsteseniz de olamaz zaten.
O andan sonra ancak taklit edilen olursunuz.
Bilirsiniz, kötü taklitler de kendini hemen ele verir…
Farklı olmanın en kısa, en kolay ve en etkili yolu kendiniz olmaktır. İşinize mutlaka ama mutlaka “kişiliğinizi” yansıtın.
*** NE YAPMALISINIZ? ***
Peki burada konuştuklarımızdan nasıl faydalanacaksınız?
Bu yazıda sizinle paylaştıklarımı nasıl hayata geçirip işinize uygulayacaksınız?
Çok şey konuşmuş olabiliriz, ama hepsini hemen hayata geçirmek zorunda değilsiniz.
Adım adım gidin…
Yapmanız gereken çok basit…
Yukarıda konuştuğumuz 3 maddeden sadece birini seçin…ve önümüzdeki 7 gün içerisinde sadece buna odaklanın.
Birinci seçeneği seçerseniz(niş konu); konunuza geniş açıdan bakın. Düşünün ve daraltmaya çalışın. Bir fotoğrafı zoom’lar gibi.
Spesifik ama yeterince büyük bir niş pazar seçin.
Ya konunuzu daraltın ya hedef kitlenizi…veya da her ikisini de.
İkinci seçeneği seçerseniz(içerik paylaşımı); bu hafta hedef kitlenize dokunacak değerli bir içerik hazırlayın.
Blog yazınız, Facebook iletiniz, Twitter gönderiniz, YouTube videonuz, podacast mp3’ünüz veya hedef kitlenize yardım edip fayda sağlayacak herhangi bir içerik hazırlayın…ve bunu onlarla paylaşın.
Ne kadar kısa veya uzun olduğu önemli değil. Yeter ki biryerlerden başlayın.
Üçüncü seçeneği seçerseniz de(kendiniz olmak); websiteniz ve sosyal medya hesaplarınızdan başlamak üzere işinize kendinizi, kişiliğinizi katın.
Yapmacık olmayın. Başkası gibi olmayın.
İşinize, paylaşımlarınıza, hedef kitlenize dokunduğunuz her noktadaki iletişiminize karakterinizi(!) yansıtın.
Bu 3 seçenekten birini seçin, uygulayın ve aldığınız sonuçları mutlaka benimle paylaşın.
Sonuç olarak, bu blog yazısının (ve aslında hazırladığım her türlü içeriğin) tek bir amacı var; siz ve işinizin başarısı (ve tabii ki bunun doğal bir sonucu olarak da benim işimin başarısı).
*** UFAK BİR RİCA ***
Bir blog yazısının daha sonuna geldik.
Farketmeden biraz uzun oldu galiba, ama umarım faydalı olmuştur.
Faydalı olmuşsa; sayfadaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı beğenip uzman ve girişimci arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevininirim.
Ayrıca, son olarak size bir sorum daha var…
Hayır, bu seferki o kadar garip gelmeyecek… ama işinizde fark yaratacağı kesin.
“Sizi rakiplerinizden farklı kılacak bu 3 etkili yoldan hangisi ile başlamayı düşünüyorsunuz?”
Alt taraftaki yorum alanına yazın oradan devam edelim…
Erün Albayrak
Önemli Not: Eğer bir konudaki bilgi, deneyim veya uzmanlığınızı kazanca ve insaların hayatında fark yaratacak maddi&manevi başarılı bir (online) iş’e nasıl dönüştürebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız sizin için hazırladığım “BİLGİ KAZANÇLARI” raporunu mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Rapor’a erişmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Erün bey yazınızı okudum ve faydalı buldum. Aklımda bazı fikirlerin canlanmasına sebep oldu. Teşekkürler
Faydalı bulmanıza sevindim. Şimdi sıra fikirlerin hayata geçirilmesinde;)
3 etkili yoldan 3ü de kolay ve 3ünüde uygulamak mantıklı geliyor bana :)
Sınırları zorlamak da iyidir:) Ama, tamamlanmış 1 projeyi yarım kalmış 3 projeye her zaman tercih ederim.
Bilgi satmaz, sonuç satar! gerçekten harika yaklaşım. ben 3 yaklaşımın 3ü de kullanmaya başladım bile…
Uzun süre önce bir webinar’da “internet ve google’da bilgiden çok ne var” yorumuna getirdiğim yaklaşımdı. Aslında haklı bir yorumdu. Ama önemli olan bilgi değil, bilginizi, müşteri ve danışanlarınızın adım adım takip edip sonuç alabilecekleri şeklilde ürün&hizmetler olarak paketlemektir.
3’ü de kullanılmaya başlamışsa, o zaman yola devam :)
Makaleyi güzel buldum notlar alarak okudum. Aşamalı olarak madde madde uygulamaya başlıyorum.
Her madde için 7 gün odaklanırsak ve sonuç alırsak bu makaleyi okuyup bitiren birinin 21 gün sonraki hayatı 21 gün öncekiyle pek de aynı olmayacak
Uzun vadede 3/3 yapmak dileğiyle :)
O zaman hedef 3/3… hiçbirşey eskisi gibi olmayacak:)
Çok faydalı ve akılda kalıcı bir yazı olmuş teşekkür ediyorum. Siz gibi düşünen gerçekten çok az bu internet dünyasında. Başkaları gibi olmaktan bıkmıştık, gerçekten biz olmanın zamanı gelmiş.