Yalan Yok! Hikayemin Bilinmeyenleri...

Çoğu kişi tahmin edemeyecektir, bilmeyecektir ama...

Öyle tozpembe bir yolculuğum olmadı.

Hiç unutmuyorum;

Çalıştığım kurumsal şirketten ani bir kararla istifa edip internet bazlı kendi işimi kurmuştum.

Online eğitim, danışmanlık, workshoplar gibi dijital ürün ve hizmetler sunuyordum.

Dünyada bunu yapan ve çok ciddi rakamlar kazanan birçok uzman ve girişimci vardı.

Amacım netti; kurallarını benim koyacağım, maddi&manevi başarılı bir işe sahip olmak!

Para, zaman ve seçim özgürlüğüm olması.

Tanınırlık.

Hayatlara dokunmak.

Belki de dünyayı değiştirmek.  

Hepsi önemliydi belki... 

Ama bunu yapabilmeyi asıl neden istiyordum biliyor musunuz?  

Bana inanan, bana güvenen, her zaman her şartta yanımda olan insanlara (aileme ve gerçek dostlarıma) karşı "borcumu" ödemek için! 

Onları mutlu etmek için.

Onlara; stresten uzak, gururlu ve huzurlu bir hayat yaşatabilmek için...


İşimin koca bir yılını devirmiştim.

Yıl sonu geldi. Ne kadar kazandım diye hesapladım.

Tahmin edin çıkan rakam ne kadardı?

İstifa ettiğim şirketin verdiği yemek fişleri kadar bile değildi!

Yerin dibine girdim.

Bu şekilde gitmeyeceği çok açıktı.

Ama, "başaramadım" deyip maaşlı bir iş'e geri dönmek, başkalarının ağzından çıkacak kelimelerin yön vereceği bir hayata mahkum kalmak... bunun düşüncesi bile bana acı veriyordu.

Aslında, bilgimi dijital ürün ve hizmetler olarak sunmak konusunda bir sıkıntım yoktu. Konularıma gayet hakimdim.

AMA;

Bu ürün ve hizmetlere MÜŞTERİ/DANIŞAN KAZANDIRMAK konusunda ciddi sıkıntılarım vardı.

Dünyanın tanınmış uzmanlarına karşı, henüz adını dahi duymadıkları ben.

Ve bırakın benimle çalışmayı, ülkemin neresi olduğunu bile bilmeyen bir hedef kitle.

Üstüne üstlük;

Web sitesi hazırlamak, 

İnternet reklamı çıkmak, 

Sosyal medya için görseller hazırlamak, 

Videolar çekmek,

Hatta internetten içerik paylaşmak...

Sıfır teknik bilgi ile bunların içerisine dalmak kolay değildi.​

Ve beklenen son yaşandı...

Tüm bunların içinde alabora oldum. Kayboldum.

Halbuki bana bu şekilde anlatılmamıştı.

Bana hep "sen konunda iyi olursan, zaten müşteri ve danışan kazanırsın, onlar seni bir şekilde bulur" demişlerdi.

Günümüz gerçekleri pek de öyle değilmiş.

Bilin ve bazı saklanan gerçeklerin farkında olun diye söylüyorum...


Mutlu etmek için yola çıktığım insanlar, işimin gidişatından dolayı artık çok mutsuzdu.

Ben gerildikçe onları da germeye başladım.

Gülüşmeler yerini tartışmalara bıraktı.

Bırakın gururu, ailemde ve çevremde huzur dahi kalmadı.

Tam bir hayal kırıklığı olduğumu hissettim.

Akademik eğitimim, iş hayatım, sertifikalarım, donanımlarım, becerilerim, yeteneklerim, kendime yaptığım tüm yatırımlar BOŞA GİTMİŞ gibiydi.

Sanki tatlı bir hayalin kötü sonu gibi...

***

Problem şuydu;

Ne yapsam olmuyordu...

- Web sitemi en iyi şekilde düzenliyordum.

- Sosyal medyada içerik paylaşıyordum.

- İnternet reklamları veriyordum.

- Blog yazıyordum.

- Youtube videoları yüklüyordum.

Ama yine de ne yapsam olmuyordu!

Ara ara ilgi olsa da, o ilgi ücretli müşteri ve danışana dönüşmüyordu. En azından arzu ettiğim seviyede dönüşmüyordu.


Bir gün, dijital satış&pazarlama konusunda dünyanın en iyilerinden biri olan (ve sonradan mentorum olarak birlikte çalıştığımız) bir kişinin konuşmacı olarak yer aldığı bir seminere katıldım.

Seminer konuşması sonrasında, asansörde karşılaştık.

2 metrekarelik alanda yapacak çok birşey yok tabi.

"İşler nasıl?" dedi.

Bu fırsat kaçmaz diye düşünerek sordum...

"Danışan kazanmak konusunda çok zorluk çekiyorum, bana tek bir tavsiyeniz olsa bu ne olurdu?"

"Genç adam, senin kızlarla aran nasıl?" dedi.

İçimden "ne alaka ya, adam bir de bizimle dalga geçiyor" diye düşündüm. Ne yalan söyleyeyim, o an çok gıcık oldum... ama ters birşey söylememek için kendimi tuttum.

Hafif gülümseyerek "fena değil, ama bunun konumuzla ne alakası var pek anlayamadım" dedim.

Net bir ses tonuyla "çok alakası var" diye cevap verdi.

...ve devam etti.

"Bir kızı etkileyip onunla evlenmekle, ücretli bir danışan kazanmak arasında çok bir fark yoktur.

İnsanların seninle çalışmak istemesi için (yani senden ürün veya hizmet satın almaları için);


seni bilmeleri, çalışmalarını beğenmeleri ve sana güvenmeleri gerekir.

Aynen evlenme teklifine "EVET" diyecek o özel kişi gibi..."

...O gün anladım ki, internet üzerinden danışan kazanmanın sırlarla dolu yolu, hedef kitle ile güçlü bir bağ ve ilişki kurmaktan geçiyor!

***

Zamanla, bu anlayışı öğrendim, denedim ve geliştirdim.

Bunun bana danışan kazandıracağından artık emindim.

Hatta bu sayede, her türlü ürün ve hizmetim için 7/24 otomatik olarak çalışan bir danışan kazanma sistemi kurmaya başladım

... hem de tanınmış bir uzman olmadan!

***

Bu anlayış, bana sadece danışan kazandırmakla kalmadı...

Gelecek endişesi taşımadığım bir iş'e de sahip olmuş oldum.

Ve benim için belki de en önemlisi;

Bu da bana, üzdüğüm insanları tekrar mutlu etme ve hak ettikleri hayatı onlara sunabilme şansı verdi.


Peki "hedef kitle ile ilişki ve bağ kurmak" derken tam olarak ne yaptım?

Ve daha da önemlisi;

SİZ de ayni yaklaşımı kullanarak nasıl internet üzerinden yüksek ücretli danışan ve müşteriler kazanabilirsiniz?

...üstelik hedef kitlenizde henüz KİMSE adınızı dahi duymamış olsa bile!

Bunu da, bu serinin 2. bölümünde açıklayacağım.

Erün Albayrak

NOT: Eğer siz de hedef kitlenizle güçlü bir bağ ve ilişki kurarak internet üzerinden yüksek ücretli danışan ve müşteriler kazanmak istiyorsanız, aşağıdaki sarı butona tıklayarak bu serinin 2. bölümünü hemen okuyabilirsiniz!

2. Bölüm: ÇEK - KAT - SAT

Ben bu yaklaşımı ilk kez öğrendiğim zaman, ne kadar basit, sade ve kolay uygulanabilir olduğuna inanamamıştım.

Muhtemelen siz de inanamayacaksınız...

2. bölümde görüşmek üzere...

Copyright Erun Albayrak Consulting ve ErunAlbayrak.com. Tüm hakları saklıdır.  İletişim - Yayın ve Gizlilik Politikası